RABBİM İÇİN ORUCA BEN DE VARIM!
“Ey İman edenler! Sizden öncekilere farz kılındığı gibi, sizin üzerinize de oruç farz kılındı. Umulur ki sakınıp korunursunuz.” Bakara Suresi 2/183.
Yüce Rabbimize hamd-ü senalar olsun ki, bu sene de rahmet ve mağfiret ayı mübarek Ramazan-ı Şerif’e kavuşmak üzereyiz. İnşallah 17 Haziran Çarşamba günü akşamı ilk teravih namazını kılacağız ve 18 Haziran Perşembe sabahı sahura kalkacak ve o gün oruca başlayacağız.
“Recep ayı girdiği zaman Peygamber (sav) Efendimiz şöyle dua ederdi: “Allah’ım! Recep ve Şaban aylarını bizim hakkımızda hayırlı ve mübarek eyle, bizi Ramazan ayına ulaştır.”
Ramazan daha iyi bir kul olma yarışına gireceğimiz, ibadetlerimizi zirveye taşıyacağımız mübarek bir aydır. Kur’an da adı geçen tek ay Ramazan ayıdır.
Ramazan; ilahi emirlerin ışığı altında kendimizi hesaba çekeceğimiz, kalplerimizi ve fikirlerimizi kötülüklerden kurtarmaya çalışacağımız mübarek günlerdir.
Ramazan ayı, hayır ve bereket ayıdır. Dua ve niyaz ayıdır. Şükür ayıdır. Günahlardan temizlenme ayıdır. Kur’an-ı Kerimde; “Ramazan ayı öyle bir aydır ki, insanlara doğru yolu gösteren, Hak ile batılı ayıran Kur’an-ı Kerim, o ayda indirilmiştir. Sizden her kim bu ayı idrak ederse oruç tutsun”. Buyurulur.
Sevgili Peygamberimiz de; “Kim inanarak ve sevabını Allah’tan umarak Ramazan orucunu tutarsa, Allah o kimsenin geçmiş günahlarını bağışlar” müjdesini vermiştir.
Yine sevgili peygamberimiz; “Size Ramazan ayı geldi, o mübarek bir aydır. O ayda oruç tutmayı Allah size farz kıldı. O ayda cennetin kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır. Şeytanların azgınları zincire vurulur. O ayda Allah’ın bir gecesi vardır ki, bin aydan daha hayırlıdır. O gecenin hayrından mahrum kalan Allah’ın rahmetinden mahrum kalır” buyurmuşlardır.
Ramazanda bir ay oruç tutmak, kişiye olduğu kadar, topluma da olumlu değerler kazandırır. Huzur ve karşılıklı güvenin tesisini sağlar. Kişi sabır ve sebatla açlığa karşı tahammülü,fakirlerin halini anlayabilmeyi, Rabbinin kulu olduğu şuurunu geliştirmeyi sağlar.
Ramazan ayının fazileti ile ilgili Hadis-i Şeriflerin manalarını içeren şöyle bir rivayet her şeyi özetlemektedir. Sahabeden Selami el- Farisi (ra) anlatıyor:
“ Allah’ın elçisi Şaban ayının son günü bize bir konuşma yaptı ve buyurdu: “ Ey İnsanlar! Bereketli ve büyük bir ayın gölgesi üzerinize düşmüştür. Bu öyle bir aydır ki, onda bin aydan daha hayırlı olan bir gece vardır. O öyle bir aydır ki, Allah o ayda oruç tutmayı farz kılmış, gecelerini de nafile ibadet (teravih namazı) ile geçirmeyi teşvik etmiştir. Kim Ramazan ayında hayır işlerse, Ramazan ayı dışında farz bir ibadeti yapan kimse gibi sevap kazanır. Kim Ramazan ayında bir farzı eda ederse, Ramazan ayı dışında yetmiş farzı eda eden kimse gibi sevap kazanır. Ramazan ayı sabır ayıdır. Sabrın sevabı (karşılığı) ise cennettir. Ramazan yardım etme ve ihsanda bulunma ayıdır. Bu ayda mü’minin rızkı artar. Kim bu ayda oruç tutan bir mü’mine iftar yemeği verirse bu, günahlarının bağışlanması ve cehennem ateşinden azat olmasına vesile olur. İftar yemeği verdiği kimsenin oruç ile kazandığı kadar sevap kazanır, oruç tutanın sevabında da eksilme olmaz. Sahabe:
“ Ey Allah’ın elçisi! Hepimiz iftar verecek güce sahip değiliz ki !” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) “Allah bu sevabı bir tek hurma veya bir bardak su veya bir içimlik süt ikramı ile de verir” buyurdu.
Peygamberimiz konuşmasına şöyle devam etti: “ Ramazan evveli rahmet, ortası mağfiret ve sonu da cehennem ateşinden kurtulma ayıdır. Kim bu ayda işçisinin/ hizmetçisinin işini hafifletirse, Allah onu bağışlar. Ey İnsanlar! Ramazan ayında dört şeyi çok yapın. Bunlardan ikisi ile Rabbinizin rızasını elde edersiniz. Diğer ikisine de sizin ihtiyacınız vardır. Rabbinizin rızasını kazanacağız şeyler; Kelime-i şahadet ve tövbe-i istiğfardır. Sizin muhtaç olduğunuz iki şey ise, Allah’tan cenneti ister, cehennemden O’na sığınırsınız. Kim oruç tutan bir mü’mine su ikram ederse, Allah onu benim Kevser havuzumdan içirir. Kevser havuzundan içen cennete girinceye kadar bir daha susamaz.”
Ramazan-i Şerifinizi kutluyor, ülkemiz, milletimiz ve insanlık âlemi için hayırlara ve affımıza vesile olmasını Yüce Allah’tan niyaz ediyorum.
RAMAZAN AYININ VE ORUCUN HİKMETLERİ
Ramazan Ayı gerek hikmet yüklü Kuran’ı Kerim’in indirildiği, gerekse Müslümanların Yüce Allah’ın farz kıldığı oruç ibadetlerini yerine getirdikleri ay olması açısından özel bir önem taşımaktadır.
Yüce Allah Bakara Suresi 185. Ayet-i Kerimede;
“Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur’an’ın indirildiği aydır. Öyle ise sizden ramazan ayını idrak edenler onda oruç tutsun. Kim o anda hasta veya yolcu olursa (tutamadığı günler sayısınca) başka günlerde kaza etsin. Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez. Bütün bunlar, sayıyı tamamlamanız ve size doğru yolu göstermesine karşılık, Allah’ı tazim etmeniz, şükretmeniz içindir.” buyurur.
Ayette geçen ifadeden de açıkça anlaşıldığı gibi bu aya kavuşan Müslümanların, Allah’ın kendilerine gösterdiği kolaylıklar çerçevesinde oruç ibadetlerini yerine getirmeleri gerekmektedir.
Orucun Müslümanın ferdi ve toplumsal hayatının tanzimine, nefsi eğitiminin gerçekleştirilmesine ve ilahi nimetlerin şükrüne bakan pekçok hikmeti vardır.
Yüce dinimizin yapılmasını emrettiği her şeyde bilebildiğimiz veya bilemediğimiz nice hikmetleri ve yararları, haram kıldığı, yasakladığı şeylerde de sayılamayacak kadar zararları olduğunu hepimiz biliriz.
Oruç nefsi terbiye eder.
İnsanı güçlüklere katlanmaya alıştırır.
İnsanda sabır duygusunu geliştirir.
Kişiyi olgunlaştırır.
Bu sebeple Peygamber Efendimiz: “Oruç sabrın yarısıdır.” buyurmuştur.
Nimetlerin kıymetini daha iyi anlamamızı sağlar.
İnsanı rûhen yüceltir.
Fakirlere karşı yardım duygusunu geliştirir.
Tok acın halinden anlamaz. Acın halinden aç kalmış kimse anlar. Senenin on bir ayında her türlü nimetten yararlanabilen, istediklerini yiyip içen zenginler, bir ay belirli vakitler içerisinde de olsa aç kalmak suretiyle açlığın ne demek olduğunu anlarlar ve bunu devamlı tadan fakirlere yardım ellerini uzatırlar. Anlatıldığına göre Hz. Yusuf kıtlık yıllarında doyasıya yemek yemezmiş, kendisine: ” Mısır’ın hazineleri senin elinde olduğu halde niçin aç kalıyorsun?” denilince: “Doyarsam açları unutmamdan korkuyorum” diye cevap vermiştir.
İnsanda merhamet hissi elemden doğar. Hastalanan kimse hastaların halini anlar, aç acın halinden anlar. Bu yönüyle oruç insanda acıma ve merhamet duygusunu geliştirir. Müslümanı Müslümanların dertleriyle ilgilenmeye sevk eder.
Oruç sağlık yönünden de faydalıdır.
Ömür boyunca devamlı çalışan hazım organları oruç sayesinde hiç değilse senede bir ay müddetle dinlenme imkanı bulur. Ayrıca tabiplerin ifade ettiğine göre belirli müddet içerisinde aç kalan organlar vücut için çok yararlı salgı salgılar. Zaten bir takım hastalıkların perhizle tedavi edildiği bilinmektedir. Bu ilmî gerçeği asırlar önce gören Yüce Peygamberimiz: “Oruç tutunuz, sıhhat bulursunuz.” buyurmuştur. Bir rivayette de: “Çok yemek her türlü hastalığın aslı, perhiz ise devanın temelidir.” buyurulmuştur.
Oruç tefekkür duygusunu geliştirir.
Sağlık ve mutluluk dileklerimle…
Fahri SAĞLIK
Karesi Müftüsü