İstanbul Pazarlarında ve Marketlerdeki Gıda Güvenliği Alarm Veriyor
Greenpeace tarafından yapılan yeni bir araştırma, İstanbul’daki pazar ve marketlerden alınan 11 farklı gıda ürününde yüksek seviyede zararlı pestisit (böcek ilacı) ve PFAS kalıntılarına rastlandığını ortaya koydu. Araştırma sonuçları, tüketici sağlığı açısından endişe verici bir tablo çiziyor. Özellikle bazı sebze ve meyvelerde tespit edilen oranlar, kabul edilebilir sınırların oldukça üzerinde bulunuyor.
Hangi Ürünler Risk Taşıyor?
Araştırmaya göre pestisit ve PFAS kalıntılarına en çok rastlanan ürünler şunlardır:
- Salamura Yaprak: %80
- Yeşil Sivri Biber: %70
- Ispanak: %67
- Kıvırcık Marul: %40
- Armut: %40
- Üzüm: %40
- Golden ve Starking Elma: %30
- Dolmalık Biber & Patlıcan: %20
- Domates: %13
- Portakal: %10
- Hıyar: %7
- ve Polifloroalkil Maddeler) kalıntılarına da rastlandı. PFAS, yapışmaz tava kaplamaları, su itici tekstiller gibi birçok endüstriyel üründe kullanılan kimyasallar olup, insan sağlığı üzerinde olumsuz etkilere sahip olduğu biliniyor. Bu maddelerin gıdalarda bulunması, besin zinciri yoluyla insan vücuduna geçme riskini artırıyor. Uzmanlar, PFAS maruziyetinin kanser, bağışıklık sistemi bozuklukları ve diğer sağlık sorunlarına yol açabileceği konusunda uyarıyor.
Araştırmada, özellikle salamura yaprakta tespit edilen yüksek orandaki pestisit kalıntıları dikkat çekti. Bu durum, gıda üretim süreçlerinde kullanılan kimyasalların kontrol altında tutulmasının önemini bir kez daha vurguluyor. Uzmanlar, bu tür ürünlerin tüketiminde dikkatli olunması ve mümkünse organik veya güvenilir kaynaklardan temin edilmesi gerektiğini belirtiyor.
PFAS Kalıntıları Sağlığı Tehdit Ediyor
Pestisitlerin yanı sıra araştırmada PFAS (Per
Gıda Denetimleri Artırılmalı
Araştırma sonuçları, gıda denetimlerinin sıkılaştırılması ve üreticilerin daha sürdürülebilir tarım yöntemlerine yönlendirilmesi gerektiğini gösteriyor. Tüketicilerin bilinçli seçimler yapabilmesi için ürün etiketlerinin şeffaf olması ve kimyasal kalıntı oranlarının kamuoyuyla paylaşılması da büyük önem taşıyor. Bu tür araştırmaların düzenli olarak tekrarlanması, gıda güvenliği konusunda farkındalık yaratacak ve gerekli önlemlerin alınmasını sağlayacaktır.